15 Ekim 2007 Pazartesi

Afrika devekuşu

Afrika devekuşu (Struthio camelus) günümüzdeki kuşların en irisi ve karinasızlarm en iyi tanınanıdır. Afrika devekuşu arslanlar ve "çita'lar gibi iri memelilerin pusuda bekledikleri bir memlekette yaşayan tek iri uçamayan kuştur. Gayet keskin gözleri olan 210-250 santim boyundaki Afrika devekuşu, genellikle bütün düşmanlarından kaçıp kurtulabilir. Tam hızla koştuğu zaman, adımlarının
uzunluğu 350-450 santimdir, böylece Afrika ovalarında düşmanlarının çoğunu geride bırakır. Hızı saatte 60-65 kilometre tahmin edilmektedir.
Çoğumuz, bir tehlikeyle karşılaşan Afrika devekuşu'nun başını kumun içine gömdüğünü duymuşuzdur. Bunun gerçekle ilgisi yoktur. Afrika devekuşu aksine bir köşeye kıstırıldığı veya yaralandığı vakit, feci tekmeler atar. Beri yandan Afrika devekuşları, ayaklarının ikişer parmaklı olması bakımından bütün öbür kuşlardan ayrılırlar.
Afrika devekuşu'nun bu kıtanın ovalarındaki hayatının garip bir özelliği, Zehra'larla gnu'ların çok kere bu iri kuşlarla bir arada dolaşmasıdır. Buna akla yakın bir izah şekli bulunmuştur: Afrika devekuşu, boyunun uzunluğu ve gözlerinin keskiliği sayesinde tâ uzaklardaki bir
tehlikeyi farkeder, zebralarla gnu' lar da bu sayede kendi çabalarıyla ulaşamayacakları bir güvenliğe kavuşurlar. Bundan ötürü Afrika devekuşu birdenbire kaçmaya başlar, «arkadaşları» da onu taklit ederler. Afrika devekuşu'nun yurdu Afrika'nın bütün kurak ve kumluk bölgeleridir. Bir zamanlar Suriye ile Arabistan'da da yaşardı. Bilginler Moğolistan ile Çin'de bile fosilleşmiş devekuşları ile yumurtalarına rastlamışlardır, fakat bunların, medeniyetten önce, yani Milâttan Önce 5 000 sıralarında dölü tükenmişti. Devekuşunun, geçmiş jeolojik çağların birinde var olan kara köprüsü yoluyla Amerika'ya geçtiğine işaret eden hiç bir delil yoktur. Güney Amerika devekuşu veya öbür adıyla rea, tabiat bilginlerinin «Struthionidae» ailesine kattıkları Afrika devekuşu ile pek yakın akraba değildir.

Afrika devekuşları'nın irileri 150 kiloya yakın ağırlıktadırlar. Kabarık siyah ve beyaz tüyleri bir zamanlar terzilikte çok aranılan bir süstü. Dişinin erkeğe kıyasla daha donuk ve daha kahvemsi bir rengi vardır, aynı zamanda erkeğinden daha ufaktır. Erkek Afrika devekuşu, arslanın boğuk kükremesine benzetilen derin bir ses çıkarır. Bu esnada boynundaki gevşek deri hayvanın basıncıyla, genişler.
Afrika devekuşu'nun yiyeceği, başlıca bitkisel maddeler olmak üzere, yenilebilir hemen her şeyi içine alır. Afrika devekuşu'nun yuttuğu kırık taş parçalarının, katı veya taşlık denilen ikinci midesinin çalışmasına yardımcı olan öğütücü bir tesiri vardır.

Afrika devekuşlarının üremesi


Afrika devekuşları yuva yapımı mevsiminin başlarında çiftleşirler, erkek burada yerde pençeleriyle yuvamsı bir delik açar. Özellikle esaret hayatında birkaç dişi Afrika devekuşu'nun bazen bir tek erkekle çiftleşerek yumurtalarını aynı yuvaya yumurtladıkları görülür. Fakat hepsinin kuluçkaya oturmak istemesi sebebiyle dişilerin arasında kavga çıktığından, Afrika devekuşlarında çok eşlilik genellikle iyi sonuç vermez.

Dişi Afrika devekuşu her biri yaklaşık olarak 1 200 -1500 gram ağırlığında on beş kadar sarımsı beyaz yumurta yumurtlar. Dişinin gündüzleri, erkeğin ise geceleri kuluçkaya oturması şartıyla, yavrular altı haftada yumurtadan çıkarlar. Bu çevik ve vaktinden önce gelişmiş civcivler dikenli tüylerle kaplı olduklarından oklu kirpiye benzerler.


Tüyleri hem güzel, hem de kazançlıdır:


Afrika devekuşu tüylerine binlerce yıldan beri süs olarak değer verilmiştir. Ne gariptir ki bu tüyler ancak yakın tarihlerde erkekler yerine kadınlara süs vazifesi görmeye başlamıştır. Özellikle 19'uneu yüzyılda Afrika devekuşu tüyüne talep o kadar artmıştı ki, kuş çok geçmeden soyunun tükenmesi tehlikesiyle karşılaşmıştı. 1909*da yola çıkarılan1 yirmi tonluk bir devekuşu tüyü yükünün değeri beş milyon lira olarak hesaplanmıştı.

Allahtan, devekusları'nm esaret hayatında uysal olduklarının ve çabuk ürediklerinin yüz yıl kadar önce Afrika'daki İngiliz sömürgecileri tarafından keşfedilmesiyle hesapsız katliam, yerini bu kuşların evcilleştirilmesine bıraktı. Tüyler dev kuşa zarar vermeden koparılabilmekte, çok geçmeden de yerlerine yenileri yetişmektedir. Fakat bir süre sonra devekuşu tüyü modasının geçmesiyle devekuşu çiftliği sahipleri iflâsa sürüklenmişlerdir.

Afrika devekuşu'mm geniş çapta öldürülmesine daima tüylerinin sebep olmadığını da burada belirtelim. Meselâ Roma imparatorlarından biri bir ziyafette misafirlerine altı yüz devekuşunun beyinlerini ikram etmek gibi garip bir fikre kapılmıştı. Afrika devekuşları normal şartlar altında oldukça uzun ömürlüdürler. Bu konuda güvenilir rakamlar yoksa da, bazı otoriteler, yetmiş yaşma kadar yaşamış Afrika devekuşları olduğunu ileri sürmektedirler.

Hiç yorum yok: